2 Temmuz 2014 Çarşamba

kürk mantolu madonna


uzun zamandır Kürk Mantolu Madonna'yı tekrar okumak istiyordum.  Geçenlerde arkadaşlarımla İstiklal'de gezerken yapıkrediyi görür görmez içeri attım kendimi. Hemen bir tane kürk mantolu madonna alıverdim. 

Bundan yaklaşık 6 yıl önce okumuştum ve doğru düzgün hatırlayamıyordum. Kaç gündür elimde olmasına rağmen, otobüste metroda okumaya kıyamadım. Boş bir günümde evde okuyacaktım. Yavaş yavaş, sindire sindire. Beğendiğim yerleri tekrar tekrar okuyarak. Her cümleyi anlamlandırarak. Ve o gün bugündü. Saatlerce Maria Puder ve Raif'in tutkulu aşkını okudum. Bitirmeye kıyamadan, geri dönüp dönüp okudum. Ve kitap bitti o kadar güzel o kadar etkileyiciydi ki, her satır bir şiirden fırlamışcasına manidar ve etkileyiciydi. Kitabın her satırını beğenmiş olsam da beni etkileyen çok önemli bölümleri sizinle paylaşacağım.


"Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum. Bu eksik sana değil, bana ait... Bende inanmak noksanmış... Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olamadığımı zannediyormuşum.. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar... Ama şimdi inanıyorum... Sen beni inandırdın... Seni seviyorum... Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum..."


"içinde gerçekten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir..."

"şimdi ben gidiyorum, fakat ne zaman çağırırsan gelirim..."

"bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim."

"hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim."

"yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak..."


"insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar. Dibinde bir ejdarhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır"


"dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?"


"muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama bir çoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya,
-ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu."



"bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. insanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp kaçarlar. Halbuki mümkün olanla kanaat etseler, hayallerindekini hakikat zannetmekten vazgeçseler bu böyle olmaz. Herkes tabii olanı kabul eder, orada ne hayal sükutu, ne inkisar kalır.. Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur."



Kürk Mantolu Madonna tekrar tekrar okunası, her okuyuşta daha da güzelleşen... Herkesin kütüphanesinde olması gereken müthiş kitap, ben artık kütüphanemi kürk mantolu madonnasız bırakmayacağım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder